9 Eylül 2013 Pazartesi

Kerdime Restaurant

merhabaa
bu hafta içi çalışmamamdan istifade balık tutmaya gittim.Yola çıkmışken ilerleyelim derken kendimizi Hisarönünde bulduk:)
Balık maceram hüsranla sonuçlansa da tutmak için sarf edilen çabayı bile seviyorum:)Saatlerce güneşin altında beklemek çok acıktırdığından hemen yol kıyısındaki fotoğraflarda gördüğünüz yerde köfte yedik.Köftesini beğenmedim servis için de maalesef aynı geçerli.





1 Eylül 2013 Pazar

marmaris palace beach

Hafta içi Marmaris'ten çok uzaklaşmadan, kuma bulanmadan daha çok güneşlenmek için denize gitmek istediğimde Marmaris palace oluyor.Hafta içi dıyorum cunku hafta sonları cok kalabalık. Ben salı günü ve sabah erken olduğundan bu boş görüntüyü yakalayabildim.Servis oldukça hızlı giriş için ekstra ucret yok fakat araç için 10 tl vale parası alınıyor.Bunun haklı bir ücret olduğunu maalesef düşünemiyorum çünkü belediyenin araç yerlerine parkedecekken zorla önüne park ettiriliyorsunuz anahtarınızı vermek zorundaymışsınız bu da başka bir ayrıntı!Oysa sizden anahtar isteyen kişinin ne bir otel yönetimi yazısı ne orada bir vale yerı hiç bir şey yok.Yine de hem anahtarınızı vermeye hem 10 tl vermeye mecburmuşsunuz. Yine girişin önünde bulunan ve kendilerine ait olmayan bir yere para istemeleri çok anlamsız.Neyse gelelim diğer fiyatlara...Kola 7tl bira 8 tl su 5 tl idi.Giriş ücretli olmadığından fiyatlar ucuz değil fakat pahalıda sayılmaz. Zira hafta sonu bile yer bulunamadığından bir şekilde seçici olmak durumundalar.Denizi temiz iskeleden giriliyor fakat dubalara kadar yüzüp dubalarda dinlenmek isterseniz dikkat! Benim gibi cildi hassas olanlara dubalara yaklaşmasını önermem çünkü halatlar yosunlanmış durumda ve dokunduğunuz an kırmızı kabarcıklara sahip olabilirsiniz.Ben maalesef bacağımı,belimi değdirmişim bu yüzden bir sürü kırmızı kabartılara sahip oldum:(
 
 




23 Ağustos 2013 Cuma

Rodos

Bu hafta sonumu -sonunda değerlendirerek-Rodos'ta geçirdim. Öncelikle ada olduğundan küçük olacağını sanmıştım fakat oldukça büyükmüş. Gezmek için kesinlikle bir gün yetmeyecektir. Rodos sahilleri oldukça güzel. Denize girme imkanım olmadı fakat girenler gayet mutlu görünüyordu:)Ayrıca plajı kum kaplıydı.
Rodos'a kapıda vize uygulamasıyla gittim.Bunun için 50 eur ödüyorsunuz. Ayrıca kapıda 15 tl konut fonu ücreti alıyorlar.  Tur fiyatı ise gidiş dönüş 35 eurdu.
Hem uzak olmayışı hem de fiyat sebebiyle oldukça Türk tatile gelmişti. Zaten ada esnafında da Türkler var. Benim gittiğim gün ets tur gemisi olduğundan özellikle fazlaydı.Ets tur gemisi zaten 3 günde bir geliyormuş. Türkler dışında çok çeşitli milletlerden gelenler vardı. Yemek yemek için kale içi meydanında bulunan Parrot Restorant'ı tercih ettik. Aslında tercıhimizin sebebi sahibinin Ahmet adında bir Türk olmasıydı. Tavuk döner yedik ama güzel değildi.Yolunuz düşerse eminim siz daha güzel bir yer bulabilirsiniz. Zira çok güzel cafe ve restorantları var. Fiyatlar oldukça pahalı.2 tavuk döner,2 heineken e 30 eur ödedik. Yerler güzelleştikçe fiyatlarda artıyor tabii. Özellikle aşağıda resmi bulunan cafeyi çok beğendim. Otelin hemen bitişiğinde dışarıya da açık olan bir yerdi. Kocaman bir avlusu vardı. Rodos'ta en sevdiğim şey dokusunun bozulmamış oluşuydu. Kale içindeki binalar yüzyıllardır orda gibiydiler. Yeni yapılaşmalar da mevcut ama onlarda havayı bozmadan yapılmış. Beyaz iki katlı evler maviye boyanmış pencereler...Her biri çiçeklerle süslenmişti. Hiç kötü bir ev girişi ya da balkon göremedim. Hepsinin içine girip  konuk olasınız geliyor. Evler oldukça küçük ama yaşanmışlıkla dolu. Taş duvarlar, dar taşlı sokaklar sanki yüzyıllar öncesinde yaşıyormuş hissi veriyor.
Aynı zamanda şehir turu yapan taksilerde var. Biz cok kapsamlı olmayan 20 dakikalık bir yolculuk yapmış olmamıza rağmen 35 eur ödedik. Yine pahalı.
Yolda yürürken görebileceğiniz dansçılar, sihirbazlar Rodos'a eğlence katıyor. Ayrıca kale içi meydanındaki birbirinden tatlı ve renkli papağanları yazmadan geçmeyeyim. 9-10 papağan vardı ve oldukça canayakınlar. isteyen herkesle resim çektiriyorlar:)
Rodos az yağmuruna rağmen şemsiyeleriyle ünlü. Ama şuan satılanların çoğu maalesef çin malı.2 eur gibi bir fiyata anı olarak alınabilir ama şemsiyenin meşhur olduğu bir yerde 2. kullanımda bozulan şemsiyeler satılması can sıkıcı. Gerçek şemsiyeler satan mağazalar muhakkak vardır ama ben 4 dükkan gezmeme rağmen hepsi çin malıydı. Almadan çıktım.Ekmekleri ise denemeye değer.

Siz de çok uzaklaşmayayım dil konusunda zorlanmayayım biraz da tarih yaşayayım derseniz Rodos'a yolunuz düşmeli ...


















14 Ağustos 2013 Çarşamba

Voyage Belek


 Yazın en sıcak günlerinde her gün aklıma gelen-hatta hiç çıkmayan-tek şey tatil! Tatilde her ne kadar butik otelleri, etrafı keşfetmeyi sevsem de, herşey dahil sistemininde hatrı sayılır bir yeri var bende. Aslında herşey dahil sistemlerin kurulu olduğu en büyük sistem yemek yedirmek. Aldığım kilolar için herşey dahillere teşekkürü borç bilirim!
Gözü kolay doyan biri olmadığımdan her otele gittiğimde ne kadar kendime söz versemde ben de o tepemele tabaklardan yaptım ve sonunda hiç bir şeyin tadını alamadım.Yemek ne kadar güzel olsa da hiç bir yemeğin tadı damağımda kalmıyor. Zaten ben uzun ,upuzun yemekleri, sofra sohbetlerini üzerine içilen kahveleri severim. Saatle süresini kaçırmamaya çalışılan sonrasında kapanışı hızlıca yapılan yerlerde ne kadar keyifli bir yemekten söz edebiliriz ki...
Neyse ki a la carte denilen restorantlar var. Tamam kabul deniz kıyısı bir restoran ile kıyaslayamam ama açık büfelerinde kralı a la carte!

Gelelim fotoğraflara... Voyage Belek'te Çin ve İtalyan restoranında çektim. Çin restoranı tam olarak hayal kırıklığıydı diyebilirim. Daha önceki çin yemeklerinde de nefret etmiştim.Malesef Voyage'da bana çin yemeklerini sevdiremedi. Meraklısına açılışta çin çorbası denen sebzeli bir çorba sonrasında çin böreği ya da çin mantısı ile devam edebilirsiniz.Masanın ortasında ise beyaz süngerimsi Çıtırlardan var. Yanında da soya sosu. Beyaz süngerimsi şeyin adını bilmiyorum ama kokusu evlere şenlik...Sonrasında ördek ile devam edebilrsiniz. Eğer öredği sevseydim kesinlikle beğenebilrdim çünkü güzel pişmişti. Bu arada çin aşçılar canlı şov yapıyorlar masalarda ve bu renkli görüntü bile yemekleri yeritemedi.

İtalyan restoranına gelirsek ,benim kalbim orada kaldı! Harika bir salata yedim. Makarna ve pizzası da çok güzeldi. Mozarella ile domatesin uyumu çok
lezzetliydi. Üzerine pesto sos gezdirilmişti ki rahatlıkla atmosferin çin restoranından daha güzel olduğunu söyleyebilirim.Eğer gidecek olursanız yanınıza şık bir kıyafet almanızı öneririm çünkü burada ihtiyacınız olacak.

Voyage'ın kendine gelirsek, temiz huzurlu diyebiliriz. Ama eğlenceli asla! Eğlenmek isterseniz aktiviteleri çok kısıtlı. Sezon dışı gittiyseniz akşam müzik dinleyebileceğiniz tek bar var. Bar demeye dilim varmıyor çünkü 70'ler country tarzından başka şey çalınmıyor. Tabi otelin yaş ortalaması hakkında bir fikir edindiğinizi umarım:) Servis çok güzeldi, çalışanlar güler yüzlü. Özellikle bar ve serviste çalışanlar çok nazik. Animasyonda çalışanlarsa oldukça suratsızdı. Animasyon ekibi genelde tavla oynayarak günü bitiriyorlar. Tabi sezonda giderseniz çok daha güzel ve neşeli olacağına eminim.





12 Ağustos 2013 Pazartesi

Cilveli Kahve

Siz bugüne kadar hiç cilveli kahve içtiniz mi? İçmediyseniz çok şey kaybetmişsiniz demektir! Türk kahvesine bayılırım ama cilvelisi ayrı güzel. Kömürde yapılan türk kahvesinin lezzetine fındık eklenince tadı gerçekten farklı. Sunumuyla da güzelliğine güzellik katılıyor bu kahvenin. Peki nerede bulursunuz bu kahveyi? Muğla merkezde bulunan Zahire pazarında mevcut.

Bu arada Osmanlı tarzı döşenmiş çok güzel bir odası mevcut, muhakkak fotoğraflamayı unutmayın:)

Bu arada cilveli kahveyi evde de deneme yapabilirsiniz...Türk kahvesine kırılmış fındıklar ekliyoruz, cilveli kahveniz hazır...Afiyet olsun:)



11 Ağustos 2013 Pazar

Muğla Kebabı

Hani bazı lezzetler vardır ki yanlızca orda yediğinizde güzel olur. Muğla'ya geldiğinizde buraya özgü ne yiyebilirim derseniz ilk cevap Muğla kebabı olur.Zira Muğla kebabı dışında Muğla'ya özgü bir yemek duymadım. Tabii Muğla köftesi de var ama köfte bir çok yerle özdeşleşmiş bir tat. Muğla kebabını Muğla da bir çok yiyebileceğiniz yer olmasına karşın ,Marmaris'te yiyebileceğiniz tek yer merkezde bulunan Atatürk İÖO karşısı muğla kebapçısı.Bu sulu bir kebap çeşidi ve tadı harika. Limon ve sarımsakla yenen bu kebapta etler tel tel ayrılıyor ve yumuşacık.Mekan içinizi açacak nitelikte olmasa da bu tad için gidilir. Duvarlarında Marmaris'in sevilen büyüklerinin resimleri asılı. Gece geç saate kadar açık olan Muğla kebapçısını alkolden sonra çorba niyetine öneririm...
Bir porsiyon Muğla Kebebını 9 tlye afiyetle içebilirsiniz:)


Akçapınar Tostçusu

Merhaba...Sırada bir yolculuk durağı var! Bu durağa kendi aracınızla Marmarise gidiyor veya dönüyorsanız, Gökova'ya varmadan önce, aşıklar yolunun başlangıcında bulunan tostçuda bir mola verebilirsiniz. Tostları gerçekten lezzetli fakat bol köpüklü ayranı da söylemeden geçmeyelim...Yol ben ayran içmem derseniz taze sıkılmış portakal ve nar suyuda mevcut. Tostun yanına kırmızı acı biberler ve domates geliyor. Muhakkak her Marmaris çıkışı uğradığım bu tostçuya sizde uğramadan dönmeyin derim!